21 Ekim 2012 Pazar

Muzik ve Beyin - Cocuklar ve muzik












           Bana göre çocuklar, dünyamıza yaşama sevinci veren en tatlı varlıklardır. Onları bir takip edin, neyi anlayacağınızı biliyor musunuz? İnsanlığın özünün aslında ne kadar saf, güzel ve daha da önemlisi mutlu olduğunu. Çocuklar ve çocukluğun özüne baktığınızda, bunların hep içimizde tüm saflığıyla mevcut olduğunu görürsünüz.

 

Geleceğimizin özleri olan çocuklarımız, biz bozmadığımız sürece kusursuz varlıklardır.Bu güzel beyinleri ve ruhları maalesef bu yüzyılda apartman dairelerine, bilgisayar veya televizyon önüne hapsetmiş durumdayız. Bir kısmını bakıcılarla, biraz daha şanslı olanlarını büyükanne ve büyükbabalarıyla, çok daha az bir kısmını ise aileden birileriyle evlere kapattık. İstisnalar muhakkak vardır, ancak ben çoğunluktan bahsetmek istiyorum.

 

Teknoloji! Bu aralar bu kelime kulağımda çok fazla çınlıyor. Mesleğim gereği teknolojiyi çok kullanmak zorunda olan biri olarak, onun bir araç olduğu sürece yararlanmaya devam edeceğim. Ancak amaç haline geldiği zaman insanlığa zarar verebileceğini düşünüyorum. Geçenlerde bir arkadaşım, çocuğuna piyano dersi konusunda yardımcı olup olamayacağımı sordu ve ben de çok yoğun olduğumu, ancak bu işi iyi yapan arkadaşlarım olduğunu söyledim. Teşekkür ettikten sonra, eğer birini bulamazsa oğlunun internet üzerinden öğrenmeye başlayacağ

ını söyledi.

 

Kendisine, başlangıç seviyesindeki 7 yaşındaki bir çocuk için bunu tavsiye etmediğimi söyledim ve fazla uzatmadan oradan ayrıldım. Evet, müzikle ilgili birçok şeyi teknoloji aracılığıyla öğrenmek mümkün. Hepimiz eğitim dahil birçok alanda fazlasıyla teknoloji kullanıyoruz, ancak bir hocanın, ustanın size vereceğini dünyanın en mükemmel robotu veya programı bile sağlayamaz. İnsan beyni bu kadar basit bir şey değildir. Sizin her türlü mimik, hareket ve davranışınızın, uygulamalarınızın bir usta beyin tarafından izlenip süzgeçten geçirilmesi gerekir. Sadece teknoloji dersek, bir ustanın tecrübesini, her parça üzerinde size vereceği duyguyu, enerjiyi, tekniği, sizin tepkilerinizi, ruh halinizi, işin ruhsal boyutunu tamamen kenara atmak gerekir. Bu tecrübe kolay elde edilmiş bir şey değildir ve elde edilirken yapılan hatalar, yanlış yollar ayıklanmış ve bilginin özü öğrenciye en keskin hatlarıyla hoca tarafından aktarılmaya başlanmıştır.

 

Lafı fazla uzatmaya gerek yok ama insanlık, bu güzel çocukları teknolojik aletlerin karşısında biraz harcamaya başladı gibi geliyor bana. Çocuklar günden güne daha da asosyalleşiyorlar. Sabah akşam okulda defalarca karşılaştıkları halde konuşmayan çocuklar, eve gidince sosyal paylaşım sitelerinde kendilerini bulup arkadaşlarıyla saatlerce sohbet edebiliyorlar. Bir orta yaş cümlesi kuracağım şimdi: Biz çocukken bu kadar psikologa giden veya antidepresan ilaç kullanan çocuk yoktu. Çocuklarda bu kadar dikkat dağınıklığı ve kötümserlik de yoktu. Televizyonlarda birbirinin kafasını uçuran, hortlakların ve kötülüklerin anlatıldığı çizgi filmler ve bilgisayar oyunları da yoktu. Biz mahallelerde şarkılı, tekerlemeli oyunlar oynuyor, eve gidince de yorgunluktan bir sonraki günün hayalini kurarak uyuyorduk.

 

Aileleri uyandırmak biraz da hepimizin görevi. Sonuçta işin ucunda geleceğimiz, çocuklarımız var.

 

Bakalım bilim insanları çocukların müzikle olan ilişkileri hakkında neler söylüyor:

 

Beynimizin sağ ve sol lobları, "corpus callosum" adı verilen bir bölümle birleşir. Bu bölüm, her iki lob arasında bilgi akışını sağlayan sinir ağlarından oluşan bir yapıdır. Çocukların erken yaşta müzik eğitimine başlamalarının, özellikle bu bölgenin normalden büyük olmasına, böylece kapasitesinin artarak nöronlar arasındaki iletişimin hızlanmasına ve bağlı olarak zeka katsayısının artmasına sebep olduğu yapılan araştırmalarla bize aktarılmaktadır.

 

Amerika ve Avrupa'da birçok okul bu durumun farkında. Bu eğitim kurumları, eğitim süreçlerinde müziğin gücünü ve etkilerini araştırarak, okullarda daha yaratıcı, sosyal, takım çalışmalarına önem veren, farkındalığı yüksek, kolay motive ve konsantre olan, problem çözme yeteneği yüksek ve ruhsal dengeye sahip çocukların yetişmesi için müziği kullanmaya başlamışlardır.

 





    Öğretmenlik yaptığım okul, Türkiyenin en önemli ve lise sınavlarında en yüksek başarıya sahip öğrencilerin gelebildiği bir okul. Kısacası çok zeki çocuklara müzik öğretme ve onları izleme şansına sahibim. Okulda çok büyük 56 kişilik bir orkestramız var ve bu orkestra da olan çocukların geçmişte de müzik eğitimlerinin olması gerekiyor. Bu çocukları orkestra da 3-5 sene takip etme ve mezun olduktan sonrada gelişimlerini izleme fırsatı bulabiliyorum. Ve orkestra ve ya okul içersinde çok başarılı olan ve yurt dışı ve yurt içinde Harward, Yale, MIT, Çapa, Cerrahpaşa tıp fakulteleri, Boğaziçi vb değerli üniversitelere girenlerin çoğunun geçmişinde ve hayatında müziğin etkili rol oynadığını görüyorum.

Yurt dışında yapılan araştırmalar bunun tesadüf olmadığını söylüyor. Araştırmalar özellikle Amerika, Macaristan, Hollanda ve Japonya da ki en önemli ve başarılı insan yetiştiren okullarının müziğe önemli bir yer verdiklerini ve hatta çocuk müzik eğitimi için özel olarak geliştirilen değişik müzik eğitim metodlarını, öğrencilerin eğitim süreçlerinde daha da etkin kullandıklarını söylüyorlar. Kodaly, Orff, Suziki, Dalcroze “Eurhytmics” bu yöntemlerden bazıları.


Amerika da katıldığım 3 haftalık Dalcroze Eurhytmics metodu beni gerçekten çok etkilemişti. Çocuklar oyunlarla, danslarla ve müthiş derecede eğlenerek şen şakrak müzik öğreniyorlardı. Bu yöntemi öğrenmeye çalışırken, biz koca kazıklar bile çok eğlendik. Çocukların hepsi mutlak kulağa (absolute) sahip gibi eğitilmişlerdi. Ve bu çok kısa bir süreç içeresinde gerçekleşiyordu (4-7 yaş). Çocuklar öğretmenle birlikte danslı bir oyun yapıp kovalamaca oynarken hoca inici bir majör gam çaldığında hepsi oturuyor ve çıkıcı bir gam çaldığında hepsi koşturmaya devam ediyordu. Derecelere göre vücutlarının bir kısmını gösteriyorlardı. Do majör de 7. Derece si notasını duyduklarında kafalarını gösteriyor tonik yani 8. Derece do notasını duydukların da ellerini kaldırıyorlardı. Bunu tüm derecelerde ve tonlarda yapabiliyorlardı. Bence işin püf noktası, müziği oyunlarla, aktif ve en önemlisi mutlu olarak yapmalarıydı. Beyinleri aynı anda müzik , dans, oyun, görsel objeler, konsantrasyon gibi birçok değişik noktadan aldıkları eğitimi destekliyordu. Vücutları, gereken birçok hormonu bu eğlenceli öğrenme anlarında daha fazla salgılıyordu. Çocuklar ve öğretmenleri bunu televizyon, bilgisayar ve ya teknolojik bir şey olmadan birlikte eğlenerek en önemlisi de takım ruhuyla başarıyorlardı. Beyinlerinin her zerresi, bu zevki tadarak müzik yapıyorlardı.


Dr. Shaw ve Dr. Rausher adlı iki bilim adamının yaptığı bir deney 78 öğrenci üzerinde uygulanır. Bunlardan ilk gurup Piyano, ikinci gurup şan, üçüncü gurup bilgisayar ve son gruba ise hiç ekstra bir ders verilmez. 8 aylık bu çalışma sonrası piyano öğrenen gurupta ki IQ‘ oranında %46’lık bir artış olduğu gözlenir. Dr. Rausher özellikle enstrüman eğitiminin beyin korteksi üzerindeki algısal gelişmenin artmasına ve sinirsel bağlantıları güçlenmesine neden olduğunu söylemektedir.


Müzik eğitiminin soyut zekâ, mekanik zekâ ve sosyal zekâ üzerindeki etkileri günümüzde birçok araştırmayla kanıtlanmıştır. Vanderbilt Universitesi psikologları araştırmalarının sonucuna göre; müzik eğitimi almış kişilerin ışıksal düşünme becerilerini daha etkin kullandıklarını, bununla birlikte beynin her iki lobunun ön korteks bölümlerini de birlikte ve dengeli kullanabildiklerini bildirmişlerdir .


Araştırmacı Folley, müzisyenlerin olaylara bakış açışlarının farklı olmasının nedenini beyinlerinde oluşturdukları farklı ağlar sayesinde gerçekleştiğini savunmaktadır. Bu da müzikle ilgisi olan insanların olaylara derin ve insani yönden bakmasını sağlamaktadır. Müzikle ilgili çocuklar çok daha fazla hümanisttir. Ne hayvanları ne de insanları incitmek isterler.


Bunun ispatı olarak Venezüella’ya doğru bir yolculuk yapabiliriz.


El Sistema : Müzik için sosyal hareket. Jose Antanio Abreo iyi bir müzik eğitimi görmüş. Besteci, piyanist ve bir ekonomist. 32 yaşında 1975 yılında Venezüella’nın varoşlarında ve suç oranı yüksek mahallerinde oturan 12 çocuk ve genç insana müzik eğitimi vererek başlıyor ve onlarla bir orkestra kuruyor. Amaçları yoksul ve suç potansiyeli yüksek olan bu insanları bu girdaptan müziğin ve özelliklede klasik müziğin yardımıyla kurtarmak. Ve bu değerli insan bunu tüm dünyayı şaşırtarak başarıyor.


Hayata, sokak çocukları, hırsızlar, yankesiciler , uyuşturucu satıcıları gibi benzer birçok etiketle adım atan bu çocukların birçoğu şu an, klasik orkestranın yaylılar, tahta nefesliler, bakır nefesliler ve ya perküsyon bölümlerinde değerli müzisyenler olarak hayatlarına devam ediyorlar. Bu sistem; maddi yoksulluk içinde kavrulan bu insanların, müziğin ruhlarına verdiği eşsiz zenginlikle nasıl ayağa kalkıp harikalar yarattığını gösteriyor.


Bu ülkedeki suç oranın ciddi anlamda düşmesinden etkilenen Venezüella hükümeti 2007 yılında Huga Chaves önderliğinde bu hareketi destekleme kararı alıyor. Hedefleri dile kolay 1 milyon çocuk. Aralarında uyuşturucu bağımlıları, cezaevine defalarca bir çok suçtan girmiş çıkmış çocuklar var. Ve yıl 2012 , bu çocuklardan oluşan 260 bin öğrenci, çocukların yaşadıkları mahalleler de 270 ciddi müzik okulu, 15 bin eğitmen, 55 çocuk ve 30 senfoni orkestrası bulunmakta.


Müziğin insanın beynine ve daha doğrusu insanlığa verdiği güzellikler için aslında birçok teknolojik aletlerin verilerine gerek yok. Bu tür örnekleri izlemek takip etmek bile yeterli olacaktır. Tabi herkesin bunları takip etmesi kolay değil. Biz de birbirimizi bu tür şeylerin varlığından haberdar etmekle yükümlüyüz.


Bu çocuklardan oluşan Simon Bolivar orkestrası bu sene İstanbul da 2 konser verdi. Konserler tek kelimeyle olağanüstüydü. Eczacıbaşı yanılmıyorsam sponsorlardan biriydi. Bülent Eczacıbaşı konser arasın da ve ya sonunda tam hatırlamıyorum. Bu sistemi Türkiye ye getireceklerinden bahsetti. Umarım zengin işadamlarımız, müziğin gücünü idrak edip, bizim ülkemizin her bir bölgesine, bunu götürebilirler. Bir de Chaves gibi yürekli birileri çıkarda böyle bir sitemin gücünü desteklerse ne güzel olur diyelim.


Çocuklar ve müzik için bence beklemeye gerek yok. Ne kadar erken onları müzikle tanıştırırsanız o kadar iyi. Sağlıklı beyinler ve ruhlar yetiştirmek istiyorsanız denemekte yarar var. Dünyada bir çok okul daha yaratıcı ve zeki çocuklar yetiştirmek için müziği kullanıyor. Çocuklar için müzik eğitiminde kullanılan bir çok yöntem var ve kendi çocuğunuza göre bir yöntem ve hoca bulmanız en doğrusu olacaktır. Seçtiğiniz hoca eti senin kemiği benim cinsinden olmasın. Çocuk müzik öğrenecek kasaplık değil. Kimi çocuk konservatuar disiplininde bir eğitim anlayışını kaldıramıyor. İlla herkesin virtüöz olmasına gerek yok. Çocuğunuzu ve onun ruh halini, kişiliğini hocaya çok net anlatmanız gerekiyor. Çocuğunuzda dikkat, konsantrasyon, öğrenme bozukluğu varsa öğretmen bunu bilip ona göre bir yöntem uygulamalıdır.


Müzik sabır işidir ve olayın bir kırılma noktası vardır. Önemli olan öğretmen, aile ve çocuktan oluşan bir takım zihniyetiyle bu kırılma noktasını geçmektir. Sonrası zevk. Onlara müziği sevdirmek en güzeli.


Televizyondan hatta en yüksek kaliteye sahip müzik sistemlerinden dinleyeceğiniz müzik bile çocuklarınıza canlı performansın verdiği enerjiyi veremez. Onları o havayı koklatın. Çalan müzisyenler, enstrümanlar, salonlar, seyirciler her şey onların ilgisini çekecektir. Başta sıkılabilirler gayet normal. Konseri kısa tutun ve çıkın dışarı ama daha sonra başka konsere tekrar beraberce gidin. Yılmayın ! Çocuk çocukluk yapacaktır. Güler, ağlar , çişinin geldiğini söyler, acıkır. Ama onların farkındalığı hepimizin üstünde. Onlar saf ve temizler. Bizim teferruatla dolu beynimizin algılamadığı birçok şeyi o kadar hızlı algılıyorlar ki. Sizin boşa götürdüğünüzü düşündüğünüz konserlerden inanın sizden fazla şey alıyorlar.


Şimdilik bu kadar. İçinizde ki çocukluk eksik olmasın,


Sevgi ve müzikle kalın.


Deniz Baysal


”Müzik aşkı besteler.. O insan ki içinde müzik duygusu yoktur, kalbi seslerle rikkate gelmez, hisleri gece gibi karanlıktır.. Eğer müzik aşkın gıdasıysa, durmadan çalınız..”


William Shakespeare


Picture research ( Resim kaynagi ): http://au.lifestyle.yahoo.com/practical-parenting/toddler-preschooler/development/article/-/7822149/the-benefit-of-music-for-children/


1 yorum:

  1. Yüreğine sağlık Deniz'cim. Mükemmel tarifler yapmışsın. Bilgilerin için teşekkürler.

    YanıtlaSil

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Translate

Popular Posts